Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Çınar, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nden (BJK) gelen teklifle bir kartal heykeli yaptı. Yüksekliği 4, boyu 2.80, kanat genişliği 5.20 metre olan ve paslanmaz çelik malzemeye oluşturulan heykelin yapımı 2 buçuk ayda tamamlandı. 1 buçuk ton ağırlığa sahip olan heykel, BJK’nin 120’nci, Türkiye Cumhuriyeti’nin ise 100’üncü yılına özel olarak hazırlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Barbaros Meydanı’nda geçtiğimiz ay yerini alan kartal heykelini beğenenler kadar beğenmeyenler ve hatta kaldırılmasını isteyenler oldu. Bu eleştirileri beklediğini dile getiren Prof. Dr. Çınar, çocuğu gibi gördüğü heykele yönelik eleştiri ya da yorumları şöyle değerlendirdi:
‘DÖNÜP DÖNÜP BAKIYORLAR’
Zaman zaman gidip insanların heykele verdiği tepkileri izliyorum. Heykelin önünde fotoğraf çektirirken klasik kartal pozunu veriyorlar. Bunu görünce çok mutlu oluyorum. Heykelimin her yanı başka şeyler söylüyor ve görenlerde merak duygusu yaratıyor. İnsanlar etrafında dönüp dönüp bakıyorlar. Bu da aslında bir heykeltıraşın yaptırmaya çalıştığı şey.
ÖNEMLİ OLAN MERAK ETMELERİ
Beşiktaş Stadı’nın önünde kartala birebir benzeyen bir heykel var. Çalışmamın öncesinde o kartalı da çok izledim. İnsanların nasıl davrandığını gözlemledim. İnsanlar kartalı hiç incelemeden ona sırtını dönüp direkt fotoğraf çekiliyorlardı. Çünkü o yapının kartal olduğuna o kadar eminlerdi ki incelemeye değer görmüyorlardı. Ben böyle olsun istemedim. Önemli olan insanların heykele merakla bakıp onu bazı zihinsel süreçlerden geçirmeleri. Açık alana konulan her şey güzel olmak zorunda da değil. Heykelim sanat eserlerinde ve mimari yapılarda kullanılan bir parametrik tasarım örneği. Yani bunu ilk kez ben bulup yapmadım.
‘BU NE?’ SORUSUNU SORMALILAR
Herkesin beğenmesi mümkün değil öyle bir şey de yok zaten. Herkes heykele ‘güzel’ dese gerilirim. Çünkü derdim ‘güzel nesne’ değil ‘heykel’ yapmak. İnsanlar bakıp ‘bu ne’ sorusunu sormalı. Örneğin bir egzoz ustası gelip ‘bunu egzoz parçalarından mı yapmışlar’ demeli. Çünkü herkes aynı bakış açısına sahip değil, farklı değerlendirmeler olmalı. Bunu çok doğal buluyorum. Ayrıca ‘en iyisini ben yaptım’ gibi bir kibrin sanatçıda olmaması gerektiğini düşünüyorum.”
HEYKELDE GİZLİ OLAN SİMGELER
Prof. Dr. Bülent Çınar heykelin tasarım ve yapım aşamasını anlatırken bu heykelin iki ayrı simge barındırdığını belirterek, “heykelde 923 parça bulunuyor. Bu cumhuriyetin kuruluş yılı olan 1923’ü temsil ediyor. 120 derecelik eğim açısı ise BJK’nin kuruluşunun120’nci yılına bir gönderme yapıyor” dedi. Çınar heykelin yapım aşamasını ise şöyle özetledi:
KARTALIN KENDİSİNİ DEĞİL TEMSİLİNİ YAPTIM
“Zihnimdeki tasarımı önce kara kalem ile çizdim. Ancak heykelin kesim geometrileri çok karmaşık olduğu için bunun bilgisayarda da bir örneğini hazırlamam gerekti. Bu süreçte birçok farklı kartal maketi de aldım. Soyut bir iş yaptığım için gerçeğini görüp onu bozmam lazımdı. Zaten heykelde belli başlı detaylar olmasa kartal olmaktan çıkabilirdi. Yani benim yaptığım iş kartalın kendisi değil, bir temsili. Kartalın gücünü, ataklığını, dinamizmini ve hırçınlığını yansıtacak şekilde çalıştım.
50. YIL HEYKELİNE ATIF
Bu tarz tasarımların bilgisayar üstünde çizimi tamamlandığında kurgulanması kolay. Ancak gerçeğe dönüşmesi ayrı bir hikaye. Heykelde kullanılan borular Türkiye’de üretilmiyor, yurt dışından getirildi ve şu anda dünyada daha iyi bir paslanmaz çelik modeli yok. Heykelin çok karmaşık olan geometrilerini ortaya çıkarmak için lazer kesim yaptık. Yani var olan en yüksek teknolojiden faydalanıldı. Kullandığım teknikle, Cumhuriyetin 50’nci yılı anısına Heykeltıraş Şadi Çalık tarafından aynı tip borularla yapılan ve İstanbul Galatasaray Meydanı’nda sergilenen heykele de atıfta bulunmak istedim. O da çok eskiden beri herkesin sevdiği ve kabul ettiği bir heykel. O çalışmayı hatırlatmak için ben de heykel yapımında paslanmaz çelik kullandım.”
‘HEYKEL PASLANDI’ MI?
Heykelin henüz yılını doldurmadan paslanmaya başladığını dile getiren sosyal medya kullanıcıları oldu. Heykelin aslında paslanmadığını belirten Çınar, “Paslanmaz çeliğin içinde demir olmak zorunda. Demir de çelik malzemenin üzerinde paslanmaya meyilli bir alan yaratıyor. Orasının temizlenmesi için belli bir süre beklenmesi gerekiyor. Ancak sonrasında asit yardımıyla ilgili alanlar temizleniyor. Bu işlemin ardından bir daha paslanması mümkün değil. Bu durum zaten bütün paslanmaz çelik heykeller için geçerli” dedi.